'Kamuda Tasarruf ve Verimlilik' kapsamında getirilen kısıtlamalarla yerel basın da payını aldı. Krizin suçlusu ilan edildi ve cezası kesildi. Yerel basının can suyu olan özellikle yerel yönetimlerden aldığı gazete aboneliği, reklam ve ilanlar iptal edildi. Devletin sırtında yük olan sadece emekliler değilmiş, yerel basın da yükmüş, hatta krizin baş sorumlusuymuş!..
Yerel basının, yerel yönetimlerden aldığı gazete aboneliği, reklam ve ilanların iptal edilmesi basın camiasında soğuk duş etkisi yarattı. Haklı tepkiler gelmeye başladı. Muhalefetten bazı milletvekillerimiz basına sahip çıktı, ardı ardına açıklamalar yaptılar ama nafile!...Sadece bu hususta değil genel olarak, milletin meclisinde, milletin vekilleri kimi temsil ettiklerini unutarak, temsil yetkisi aldıkları milletin dertlerini görmezden geliyor! Bir kere şaşırtsalar keşke bizleri!
Yerel medyanın gelir kaynaklarına engel konulması ne yasaldır ne de insanidir!
Bunun doğuracağı sonuçları bu genelgede imzası olanlar ne yazık ki hesaplamıyorlar ya da işlerine böyle geliyor. Tasarruf tedbiri bahanesiyle basın susturulmaya mı çalışılıyor? Kapısına kilit vuracak gazeteler işsiz kalacak medya emekçilerinin durumu, bir eli yağda bir eli balda olanların çok da umurunda değil. Çünkü tasarruf tedbirleri dar gelirlinin , emekçinin sırtına yükleniyor. Biz yedik içtik hesabı siz ödeyin diyorlar!
Yanlış ekonomi politikalarıyla bu krize sebep olanlar, israfta sınır tanımayanlar hiç sorumluluk almazken, fatura yine vatandaşa kesiliyor.
'Kamuda Tasarruf ve Verimlilik' kapsamında getirilen kısıtlamalarda yine tepede tasarruf göremiyoruz, itibarlarından tasarruf edemiyorlar.
Gazeteden, haberden tasarruf ederek mi krizi yenmeyi düşünüyorlar?
Bu karar, şehrin sesi, gözü ve kulağı olan yerel basının sesini kısmaktır, haber alma özgürlüğüne engeldir. Tek gelir kaynağı reklam, ilan ve abonelik olan basının ekmeği ile oynamaktır. Devletler halkını yaşatmak onların hayatını kolaylaştırmak için vardır, yok etmek için değil!
Emekli, asgari ücretli, çiftçi, esnaf can çekişiyor, kiracılar kiralarını ödeyemiyor! Nefes almak bile lüks oldu! Sıra basına ve emekçilerine mi geldi? Sırada başka kim var!
Krizin sorumlusu bizler miyiz? Yoksa ekonomiyi yönetenler mi?
Yerel basın demokrasinin ve haber alma özgürlüğünün bölgelerdeki kalbi ve can damarıdır.
Bu karar halkın haber alma özgürlüğüne yönelik ve yerel medyayı yok etmek için yapılmış bir darbedir.
Yerel basın desteklenmesi gerekirken yıllardır köstekleniyor.
Bir yıl öncesine kadar Basın ilan Kurumu üzerinden, kamu kurumu ve kuruluşlarından ilan ve reklam alan gazetelere bazı şartlar getirildi. Bu şartları yerine getiremeyen gazetelerin buralardan ilan ve reklam almasının önü kesildi. Geçen yıl bu gelirleri kesilen özellikle küçük çaplı medya kuruluşları şimdi de gazete aboneliklerinin iptal edilmesinin şokunu yaşıyor.
Zaten parasını kazanmak için her türlü engeli aşmaya çalışan gazeteler her ekonomik krizde bedel ödemeye zorlanıyor.
Bu karar çok yanlıştır, kesinlikle tekrar gözden geçirilmesi ve iptal edilmesi gerekir.
İnsanların ekmeğiyle oynamanın yasal bir tarafı olamaz.
İllaki tasarruf yapılması gerekiyorsa Milletvekillerin, Bakanların, Cumhurbaşkanının, Danışmanların... maaşlarında azaltmaya gidilsin ve bütçeye yük olan giderlerinde tasarruf tedbirleri uygulansın.
Bizler de samimiyetinize belki o zaman inanırız.
Söylenecek çok söz var ama...NEYSE!
Yürek Susmaya Mahkum..
Söylesem Tesiri Yok,
Sussam Gönül Razı Değil...