Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN aramızdan ayrılışının 84.yıl dönümü.
10 Kasım günü Saat 9.05'te siren sesiyle iki dakika saygı duruşu ardından, Yurt genelinde anma törenleri düzenlenir. Milyonlarca seveni Anıtkabir'e akın eder Atalarına saygı ve sevgilerini gösterirler. Bugün O'nu anma gününden öte, fikirlerini, duygularını,hissettiklerini anlama, değerini bir kez daha bilme günüdür...
Bugün bir matem günü değildir. Çünkü Atatürk, Türk Milleti için ölümsüzdür. Halkının büyük sevgisiyle ve saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek liderdir. Bütün dünyanın övgüyle bahsettiği,hatta düşmanlarının bile önünde saygıyla eğildiği,askeri ve siyasi zekasıyla dünyanın takdirini kazanmış tek liderdir Atatürk.
İşte size bir örnek;
Büyük Taarruz'da Atatürk'ün esir aldığı Yunan Ordusu BaşkomutanıTrikopis, ömrünün sonuna kadar her Cumhuriyet Bayramı'nda Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği'ne gider ve Atatürk resminin önünde saygı duruşunda bulunurmuş.
Bugün sahip olduğumuz hakları ve hürriyetimizi Atatürk'e ve asırlar sonrasını öngörebilen zekasıyla, bir mimar gibi sağlam temellere oturtarak kurmuş olduğu "çağdaş, laik, demokratik ve hukuk devleti olan Türkiye'ye" ve "Cumhuriyete" borçluyuz. Atatürk İlkeleri ve Devrimleri geleceğimize ışık tutmuş,hürriyetimizin teminatı olmuştur ve olmaya da devam edecektir...
Atatürk'ü bir kaç satırla anlatmak o kadar zor ki!
Onu anlatmak için ciltler dolusu kitap yazmak lazım. Bakın Atatürk kendisini nasıl tarif etmiş;
"İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!"
Atatürk’ün büyük bir lider olduğunu dünya kabul etmiştir. Atatürk'ün ülkesi ve milleti için yaptıklarının önemini UNESCO’DA anlamış, 1981 yılını dünyada “Atatürk Yılı” olarak kutlanmasına karar vermiştir. UNESCO tarafından doğum günü kutlanan başka bir lider yoktur.
UNESCO 1978 yılında gerçekleştirilen 20. Genel Konferansında Anma ve Kutlama Yıldönümleri programına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıldönümünü almıştır.
Türkiye, Anma ve Kutlama Programına ilk kez "Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı" ile katılmıştır.
UNESCO, 1981 Yılının Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı olarak ilan edilmesinin gerekçesini şöyle açıklamıştır:
"Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur."
Dünyanın böyle övgüyle bahsettiği saygı ve sevgi gösterdiği Atatürk'e, ne yazık ki ülkemizde dil uzatanlar, saygısızlık yapanlar, emanetlerine ihanet edenler var. Cumhuriyetin kazandırdıklarını yok etmeye, Atatürk’ün adını silmeye çalışanlar var.
Ama Başaramayacaklar...
Mustafa Kemal Atatürk fikirleriyle sonsuza dek yaşayacak,Atatürk ilke ve devrimleri yolumuzu aydınlatmaya devam edecek. Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa edeceğiz.
Seni Saygı, Sevgi, Minnet ve Özlemle anıyoruz.
Ruhun Şad olsun ATAM...
Yazımı, ATAMIZIN ders niteliğinde olan ve bugün bile bizlere yol gösteren, nasihat gibi sözleriyle bitiriyorum...!
"Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir."
"Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir."
Mustafa Kemal Atatürk