8 Mart Dünya Kadınlar Günü.Her yerde bu güne özel etkinlikler var.Kadının değeri ve bugünün önemi hakkında mesajlar yayınlanıyor,söylemlerde bulunuluyor,Kadınlar Günü kutlanıyor.
-Emekçi, çalışan,vefakar,cefakar kadınların günü mü?
-Hak arayan kadınların günü mü?
-Bu Kadınlar Günü, gülüp eğlenilecek, şarkılar türküler söylenecek bir gün mü?
-Yoksa kadınların sorunlarının etraflıca tartışılıp,çözümler aranılması gereken bir farkındalık günü mü?
Peki o zaman, Kadınlar Günü kutlu olsun mu?
Son yıllarda artan tacizler, tecavüzler,kadına şiddet ve kadın cinayetleri varken,kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamıyor,sorunlarına çare bulamıyorken,mutsuz ve umutsuz kadınların gözlerinin içine bakarak bu günü nasıl kutlayalım.
Neredeyse her gün ya şiddet ya kadın cinayeti haberi ile güne başlıyoruz.Birinin acısı ile üzülürken ertesi gün yeni haber ile kahroluyoruz ve bitmiyor!! Sebep ya kıskançlık ya eski eş terörü ya da takıntılı aşıklar...
Kadına Atalarından gelen ve ona kodlanan öğretileri vardı.
Kadının yeri evidir,erkeğinin kulu kölesidir,erkeğine hizmette ve hürmette kusur etmeyeceksin,evin reisi erkektir,kan kussan da kızılcık şerbeti içtim diyeceksin!
Annelerimiz büyükannelerimiz bu kaderi kabullenmişti,sorgulamadıkları için de çok sorun çıkmıyordu.
Günümüzde işler değişti.Kadın, eğitim ve iş hayatının her kademesinde var olmaya başladı.Meslek sahibi olmaya ve ekonomik özgürlüklerini kazanmaya başladı.Sogulamaya,hakkını savunmaya,sesini çıkartmaya başladı.
Maalesef ,bazı erkek egemen toplumlarda,ataerkil ailelerde kadının özgürleşmesi bilhassa ekonomik anlamda özgür olmaları kabul edilmiyor.Bunun içinde kadının her türlü önü kesilmeye sesi kısılmaya çalışılıyor.
"Dünya Üzerinde Gördüğünüz Her Şey Kadının Eseridir" diyen Atamızın şu sözleriyle bitirmek istiyorum.
"Ey Kahraman Türk Kadını!Sen Yerde Sürüklenmeye Değil!Omuzlar Üzerinde,Göklerde Yükselmeye Layıksın".