Vatandaşlar olarak en büyük beklentimiz kendimizi güvende hissetmek. İster köyde yaşayalım ,ister şehirde, ister gecekonduda, ister en lüks binalarda yaşayalım. Hepimiz güvende olmak istiyoruz, huzurlu yaşamak istiyoruz. Deprem gibi sel gibi yaşadığımız tüm doğal afetler hepimizi aynı derecede etkiliyor.
Geçtiğimiz günlerde 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depreminin yıldönümüydü. Ne yaptık? Anma törenleri yaptık, uzmanlar konuştu, deprem uyarıları yapıldı, önlemler tartışıldı.
Sonra mı?
Marmara Depremi gibi bunu da unutup gideceğiz. En iyi bildiğimiz iş konuşmak. İcraat yok ne yazık ki! Başımıza aynı felaket geldiği zaman kader deyip geçiyoruz.
Geçtiğimiz gün Antalya'da yaşanan şiddetli sağanak yağış sonrası sel ve su taşkınları hepimizi olumsuz etkiledi. Can ve mal kayıplarına, maddi hasarlara sebep oldu. Alt geçitler sular altında kaldı, evleri, iş yerlerini hatta hastaneleri su bastı. Antalya'da hayat durdu, Antalya sele teslim oldu. Antalya, doğanın öfkesi karşısında çaresiz kaldı. Buna da mı kader diyelim?
Kader dediler!
Yaşanan afet sonrasında yetkileri sınırsız fakat hiç sorumluluk almayan yönetenler, yağışların fazlalığını bahane ederek yine doğayı suçlu ilan ettiler.
Altyapı yatırımları, kenti afetlere karşı dirençli hale getirmek yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının en önemli görevlerindendir. Altyapı yerine rantyapı tercih edilince doğal afetler karşısında maddi ve manevi kayıplar yaşamaya mahkum oluyoruz.
Gelecekte de doğal afetler karşısında daha büyük kayıplar vermemek, yine çaresiz kalmamak için
yetkililerin, idarecilerin bilimin ve ilimin ışığında gerekli her türlü önlemi alması gerekmektedir.
Meteoroloji günler öncesinden uyardı, şiddetli yağış, sel, su baskını, dolu, yıldırım, fırtına uyarısı yaptı, tedbirli olun denildi. Rantyapıyı tercih eden, seçilmek önceliği olan yerel yöneticiler, idareciler bu uyarıları dikkate almadılar sanırım. Uyarıları dikkate alıp zamanında gerekli birimlerini sahaya sürmüş olsalardı, felaketin boyutu bu kadar büyük olmazdı. Alt geçitler zamanında kapatılsaydı can kaybı da yaşanmazdı.
Her felaket sonrası yöneticilerden klasik sözler 'yaraları sarmaya başladık'.
Zamanında önlemleri alma,
gerektiği gibi altyapı çalışması yapma,
sonrasında da vatandaşlar, sizlerin ihmalleri yüzünden mal ve can kaybı yaşasın.
Vatandaşın vergileriyle yanlış yatırımlar yap, kaynaklarını ekonomik ve verimli kullanma,
Kamuyu zarara uğrat.
Sonra "yaraları sarmaya başladık" Kimin Parasıyla?
Önce eşeğini yitirip sonra buldurup sevindiriyorlar.
Doğal felaketler kaderimiz değildir, bilimi, tekniği ve mühendisliği inkar eden yanlış politikaların ve politikacıların bedelidir.
Önümüzde yerel seçimler var, mevcut adayları doğru değerlendirip, kenti her yönüyle doğru yönetecek, dirençli hale getirecek başkan adayına, kenti yönetmesi için yetki verilmelidir.
Mevcut Başkan başarılı değilse ikinci bir şansı hak ettiğini düşünmüyorum. Takım tutar gibi parti tutuyoruz, sonrasında yanlış kişilere yetki verip zararı ve faturayı biz ödüyoruz.
Anasayfa
Yazarlar
DİLEKCE
Yazı Detayı
Bu yazı 650+ kez okundu.
ALTYAPI DEĞİL RANTYAPI ÇÖKTÜ
Vatandaşlar olarak en büyük beklentimiz kendimizi güvende hissetmek. İster köyde yaşayalım ,ister şehirde, ister gecekonduda, ister en lüks binalarda yaşayalım. Hepimiz güvende olmak istiyoruz, huzurlu yaşamak istiyoruz. Deprem gibi sel gibi yaşadığımız tüm doğal afetler hepimizi aynı derecede etkiliyor.
Geçtiğimiz günlerde 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depreminin yıldönümüydü. Ne yaptık? Anma törenleri yaptık, uzmanlar konuştu, deprem uyarıları yapıldı, önlemler tartışıldı.
Sonra mı?
Marmara Depremi gibi bunu da unutup gideceğiz. En iyi bildiğimiz iş konuşmak. İcraat yok ne yazık ki! Başımıza aynı felaket geldiği zaman kader deyip geçiyoruz.
Geçtiğimiz gün Antalya'da yaşanan şiddetli sağanak yağış sonrası sel ve su taşkınları hepimizi olumsuz etkiledi. Can ve mal kayıplarına, maddi hasarlara sebep oldu. Alt geçitler sular altında kaldı, evleri, iş yerlerini hatta hastaneleri su bastı. Antalya'da hayat durdu, Antalya sele teslim oldu. Antalya, doğanın öfkesi karşısında çaresiz kaldı. Buna da mı kader diyelim?
Kader dediler!
Yaşanan afet sonrasında yetkileri sınırsız fakat hiç sorumluluk almayan yönetenler, yağışların fazlalığını bahane ederek yine doğayı suçlu ilan ettiler.
Altyapı yatırımları, kenti afetlere karşı dirençli hale getirmek yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının en önemli görevlerindendir. Altyapı yerine rantyapı tercih edilince doğal afetler karşısında maddi ve manevi kayıplar yaşamaya mahkum oluyoruz.
Gelecekte de doğal afetler karşısında daha büyük kayıplar vermemek, yine çaresiz kalmamak için
yetkililerin, idarecilerin bilimin ve ilimin ışığında gerekli her türlü önlemi alması gerekmektedir.
Meteoroloji günler öncesinden uyardı, şiddetli yağış, sel, su baskını, dolu, yıldırım, fırtına uyarısı yaptı, tedbirli olun denildi. Rantyapıyı tercih eden, seçilmek önceliği olan yerel yöneticiler, idareciler bu uyarıları dikkate almadılar sanırım. Uyarıları dikkate alıp zamanında gerekli birimlerini sahaya sürmüş olsalardı, felaketin boyutu bu kadar büyük olmazdı. Alt geçitler zamanında kapatılsaydı can kaybı da yaşanmazdı.
Her felaket sonrası yöneticilerden klasik sözler 'yaraları sarmaya başladık'.
Zamanında önlemleri alma,
gerektiği gibi altyapı çalışması yapma,
sonrasında da vatandaşlar, sizlerin ihmalleri yüzünden mal ve can kaybı yaşasın.
Vatandaşın vergileriyle yanlış yatırımlar yap, kaynaklarını ekonomik ve verimli kullanma,
Kamuyu zarara uğrat.
Sonra "yaraları sarmaya başladık" Kimin Parasıyla?
Önce eşeğini yitirip sonra buldurup sevindiriyorlar.
Doğal felaketler kaderimiz değildir, bilimi, tekniği ve mühendisliği inkar eden yanlış politikaların ve politikacıların bedelidir.
Önümüzde yerel seçimler var, mevcut adayları doğru değerlendirip, kenti her yönüyle doğru yönetecek, dirençli hale getirecek başkan adayına, kenti yönetmesi için yetki verilmelidir.
Mevcut Başkan başarılı değilse ikinci bir şansı hak ettiğini düşünmüyorum. Takım tutar gibi parti tutuyoruz, sonrasında yanlış kişilere yetki verip zararı ve faturayı biz ödüyoruz.
Ekleme
Tarihi: 14 Şubat 2024 - Çarşamba
ALTYAPI DEĞİL RANTYAPI ÇÖKTÜ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Zafer taşkın
(14.02.2024 19:51 -
#268)
Tebrikler, teşekkürler Dilek hanım
M. Necdet Halıcı
(02.06.2024 00:04 -
#289)
Yazdıklarınıza bütünüyle katılıyorum . Amaç yerel basınında susturulmasıdır . Tasarruf bahane ... Kendilerinde tasarrufa gerek yok .