Eskiden patatesi çuvalla alan, soğanı, kuru soğanı çuvalla alan vatandaşın şimdi aynı ürünleri ancak bir kilo, bir buçuk kilo alarak çıktığını görüyoruz. Ne kadar zam yapıldığına baktığımız zaman aslında zam değil, bir sadakanın adeta memura, işçiye, asgari ücretle geçinene, dula, yetime yani milyonlarca insana verildiğini görüyoruz. Her geçen gün alım gücünün düştüğü, yoksulluğun arttığı, insanların açlıkla adeta uğraşmak zorunda kaldığı bir ülkede yaşıyoruz.

Bütün bunlar olurken gündemi ‘Suriye'de zafer kazandık, PKK'ya silah bıraktırdık’ gibi doğru olmayan propaganda malzemeleriyle oyalamaya çalışan bir yönetimle, Cumhur İttifakı'yla karşı karşıyayız.

Ülkeler saraydan yönetilmez, ülkeler pazardan yönetilir. Saraylara sığınan iktidarların pazarları da işte böyle olur. Onun için artık Türk halkının bu kısır döngüden kurtulmasının zamanı gelmiştir. Biz, Zafer Partisi olarak terörle müzakerelere son verilip, Abdullah Öcalan'ın hak ettiği yerde İmralı'da kalmaya devam ettiği bir Türkiye'de seçimlere gitmenin zamanının geldiğini düşünüyoruz.

Hadi buyurun sandığa gidelim. Siz kolunuza Öcalan’ı takın, gelin. Biz de Türk milletiyle birlikte sandığa yürümeye devam edeceğiz.