Radyoloji, Sağlık Hizmetlerinin Bel Kemiği

Türk Radyoloji Derneği (TRD) tarafından düzenlenen 45. Ulusal Radyoloji Kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi.Basın toplantısına TRD Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz ve TRD Yönetim Kurul Üyesi Prof. Dr. Nermin Tunçbilek katıldı.

Tıbbın Gören Gözü "Yapay Zeka"

Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, Cumhuriyetin ilanından yaklaşık 1 yıl sonra, bundan tam 100 yıl önce Türk Radyoloji Derneği’nin o zamanki adı ile ‘Türk Röntgen Tıbbiyesi Cemiyeti’ olarak kurulduğunu ve bu nedenle bu yıl Türk Radyologları açısından özel bir yıl olduğunu belirtti.

Çevikol şöyle devam etti:“Ülkemizdeki en eski meslek kuruluşlarından biri olan Türk Radyoloji Derneği’nin kuruluşunun 100. yılını kutlamak bizlere ayrıca haklı bir gurur veriyor. Son yıllarda ise adını sıkça duyduğumuz yapay zeka uygulamalarının belki de tıbbın diğer alanlarından daha fazla radyolojiyi etkilediğini görüyoruz. Günümüzde tıbbın gören gözü olarak, klinik duruma uygun seçilmiş radyolojik yöntemlerin hastalıkların taranması, tanı ve izleminde son derece önemli. Yapılan incelemelerin uygun teknikle yapılması ve doğru yorumlanması ve uygun tedavi seçiminin en önemli basamağını oluşturmaktadır. Yapay zeka uygulamaları sayesinde tetkiklerin önceliklendirilmesi, doğru tetkik yapılması, en uygun radyasyon dozu kullanılarak radyasyon maruziyetinin azaltılması, görüntü kalitesinde önemli artış, daha hızlı ve doğru tanı koyma ve erken tanı açısından önemli gelişmeler sağlanmıştır.

 

Ülkemizde radyolojik incelemelere talep giderek artmaktadır. Hekimlerin hastalara muayene için yeteri kadar zaman ayıramamaları ve radyolojik incelemeleri adeta muayene yöntemi olarak kullanmaları en önemli nedenlerden biri olsa da radyolojik incelemelerden elde edilen bilgilerin teknolojinin gelişimine paralel olarak artması, tanı konulması güç olan hastalıklara daha erken ve doğru tanı koyma olanağını vermiştir. Bunun yanında bazı durumlarda görüntüleme kılavuzluğunda girişimsel yöntemleri kullanarak hastalıkların minimal invaziv olarak tedavi edilebilmesi olanağı doğmuştur.”

BAŞTAN AYAĞA AĞRI

Ulusal kongrenin bu yılki ana konusunun radyolojik tetkik isteme gerekçeleri arasında baş sıralarda yer alan, özellikle genç meslektaşlar için oldukça yararlı olacağı düşünülen ‘Baştan ayağa ağrı’ olarak belirlendiğini kaydeden 45. Ulusal Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz,
Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ve her yıl gerçekleştirilen Ulusal Radyoloji Kongresi’nin meslektaşların bilgi ve deneyimlerini artırdıkları, bilimsel oturumlar ile birlikte, mesleki sorunlarını da ortaya koyup tartıştığı en önemli organizasyon olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Berna Oğuz, “Hepimizin bildiği gibi ağrı, hayat kalitesini derinden etkileyen ve günlük yaşamı sınırlayan en yaygın sorunlardan biridir. Ağrının kaynağını belirlemek ve doğru tedaviye yön vermek, radyoloji doktorları olarak bizlere düşen büyük bir sorumluluktur. Kongremizde, baş ağrısından boyun ağrısına, karın ağrısından sırt ağrısına, göğüs ağrısından eklem ve kas ağrılarına kadar çocuklarda ve erişkinlerde tüm vücut sistemlerini ilgilendiren geniş bir yelpazede ağrının nedenlerini ve tanıda hangi görüntüleme yöntemlerinin kullanıldığını ele aldık. Özellikle ağrıya yaklaşımda radyoloji sadece tanı konulma aşamasında değil girişimsel işlemlerle ağrının tedavisinde de önemli rol oynamaktadır. Radyoloji, sağlık hizmetlerinin bel kemiği haline gelmiş ve tanıdan tedaviye, toplum sağlığından bireysel sağlığa kadar tüm alanlarda vazgeçilmez bir konuma ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

 

'Radyolojinin Gelecek Yüzyılı’

Dünyada radyolojinin hızla geliştiğini, gelecek yüzyılda bizi bekleyen teknolojik yenilikleri ve uygulamaları konuşmak üzere kongre yan konusunun da ‘Radyolojinin Gelecek Yüzyılı’ olarak belirlendiği açıklamasını yapan Prof. Dr. Berna Oğuz sözlerine şöyle devam etti:

“Yapay zekanın güncel kullanımı ve görüntüleme yöntemlerindeki yeni uygulamalar farklı sistemler bazında konuşuldu. Bilişim grubu tarafından bu konuda küçük grup atölye çalışmaları yapıldı. Kongre programında paneller, olgu tartışmaları, atölye çalışmaları, uydu sempozyumları yanı sıra her yıl yapıldığı gibi mesleki sorunların tartışıldığı bir oturum gerçekleştirildi. Türk Radyoloji Derneği’nin tarihçesinin ve geçmişten günümüze dünyada ve ülkemizde radyolojinin gelişiminin sunulduğu ‘Radyoloji Tarihi Oturumu’ ile kongremizi taçlandırdık. Ana kongre programı dışında, kongremizin ilk ve son günleri bilgi tazelemek isteyenlere yönelik, farklı konularda toplam 12 adet, yarım günlük kurslar düzenlendi. . Hiç kuşkusuz kongrelerin en önemli içeriği büyük emekle hazırlanan ve geleceğe ışık tutan bilimsel araştırmalardır. Bu yıl kongremizde 142 tanesi sözlü sunum olmak üzere klinik araştırma, resimlerle bir konu ve olgu sunumlarını içeren toplam 657 bildiri yer aldı. Toplantılarda 192 konuşmacı görev aldı. Türkiye’den ve yurtdışından kendi alanlarında deneyimli bilim insanları tüm oturumlarda güncel gelişmeleri paylaştı. Derneğimizin kuruluşunun 100. yılını kutladığımız bu kongrede objeler, fotoğraflar, dergiler, kitaplar belgeler, raporlar ile hazırlanan ‘Başlangıcından Günümüze Türk Radyoloji Tarihi Sergisi’ katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.”

RADYOLOJİNİN KANSER TEŞHİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

 
Görünmeyeni görüp her tanıda umut ışığı oluşturan radyolojinin, teknolojik gelişmelerle tıbbın tüm branşlarına tanı ve tedavinin yanı sıra erken teşhisi sağlamada başarılı bir şekilde kullanılmakta olduğunu vurgulayan, Türk Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nermin Tunçbilek konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi kanser tarama programları uygulanmaktadır. Tarama programlarından en dikkat çekici olan meme kanseri, maalesef her 8 kadının 1’inde görülmektedir. Tanı alan her 43 kadının 1’inin kaybıyla sonuçlanmaktadır. 2024’te 310.720 kadın ve 2.800 erkek olgunun meme kanseri tanısı alacağı öngörülmüştür. 2022’de ise dünyada meme kanserinden 670.000 ölüm vakası bildirilmiştir. Buna karşın düzenli kontrol ve erken tanı ile meme kanserinden ölüm oranı %44 azalma göstermiştir.

Yüksek sıklıkta görülmesine karşın meme kanserinden ölüm bir kader değil, meme kanseri erken teşhis edildiğinde %100 tedavi edilebilen bir hastalıktır. Erken teşhis için düzenli mamografik kontrol yapılması bu hastalıkla mücadelede kritik bir öneme sahiptir. 

 

Mamografik inceleme meme dokusu yoğun olgularda kanserin saptanmasını güçleştirebilmektedir. Bu nedenle, yoğun meme dokusuna sahip bireylerde ek görüntüleme yöntemlerinin kullanımı önerilmektedir. Yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda mamografik görüntülemeye, ilaveten Ultrasonografi ve MR gibi ek görüntüleme yöntemlerinin yapılması önerilmektedir.

Erken Tanı İçin Düzenli Kontroller İhmal Edilmemeli

En sık görülen bir diğer kanser tipi olan akciğer kanseri etiyolojisinde sigara rol almakta.  Günde 10 veya daha az sigara içenlerde akciğer kanser riski 20 kat, günde 4’ten az sigara içenlerde bile 5 kat artıyor. Alternatif tütün ürünlerden elektronik sigara; sadece sigara içenlere göre akciğer kanseri riskini 4 kat arttırdığı literatürde bildirilmiştir. Akciğer kanserinin erken tanısı ve tedavi yönetiminde radyolojik görüntüleme yöntemleri hasta yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Akciğer kanserinde erken teşhis  %77 oranında hayat kurtarır. 55-74 yaş arasında 30 yıldır günde 1 paket sigara içen, halen aktif içici veya 15 yıldan daha kısa süre önce bırakmış olan kişilerde her yıl düşük doz akciğer tomografisi çekilmesi önerilmektedir.

Kanser riski yüksek olgularda,  düşük dozlarla görüntüleme yöntemleri ile yüksek doğrulukla tanı sağlanabilmektedir. Kanserden korkmamalı, geç kalmaktan korkmalı, radyolojik kontrolleri zamanında yaptırmayı öneriyoruz. Radyoloji, tanı ve tedavi yönetiminde kullanılmasının yanı sıra seçilmiş olgularda minimal invaziv lokal tedavilerle artık hasta tedavisinde de yerini almıştır.

Kanserde, erken tanı için düzenli kontroller ihmal edilmemeli, değerlendirmeler radyoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir."