CUMHURİYETİN 100.YILINDA TÜRKİYE'DE FELSEFE KONGERESİ

Açılış konuşmasını yapan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı "ANSİAD olarak 5 temel misyonumuzdan biri ülkenin temel sorunlarına duyarlı biri olarak kamuoyunu yönlendirici bir rol oynamak ve ANSİAD temel değerlerimiz içinde de eğitime duyarlı kendini sürekli geliştiren tüm karar ve uygulamalarda bilimsel ilkelere dayanan bir kurumdur diye yazmaktadır. Bu maddeleri hayata geçirenilmek içinde ANSİAD kuruluşundan itibaren geçen 33 senede kurumsal yapısını tamamlamış ülkemizin sadece ekonomik büyümesini değil her alanda kalkınmasını hedef alan çalışmalara imza atmış ve atmayada devam edecektir.
Çünkü bizler biliyoruz ki, eğitimde sporda kültürde sanatda ve özellikle felsefede ilerleyemeyen toplumların sadece ekonomik büyümeye endeksli rakamlar ile çağdaş ülkeler seviyesine çıkmaları mümkün değildir.İşte bizlerde bu noktada hareketle yola çıkarak 5 yıl önce felsefi düşünceyi daha iyi kavrayabilmek sorgulama ve yeteneklerimizi daha doğru anlamlı kılabilmek adına ANSİAD Küçük Felsefe Okulunu, aynı zamanda da ANSİAD üyemiz olan Prof.Dr. Yusuf Örnek önderliğinde hayata geçirdik. Geçen süre içinde de üyelerimizin büyük çoğunluğuyla çeşitli zamanlarda felsefe okumaları ve eğitimleriyle bunu tüm kentimize yaymanın da mutluluğunu taşımaktayız.Felsefe insanı insan yapan, bir hiç olmaktan kurtaran, araştırma ruhunu anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin, önemli sorular sorma ve onlara ciddi olarak cevaplar arama özelliğinin, erdemli olma ve mutlu yaşama talebinin ve kısacası bilgede ulaşma özleminin en hakiki ifadesidir. Bir ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısını geliştirme gelişmiş çağdaş ülkelere yetişme durumu diye de anılmaktadır.
Kalkınma üretim ve kişi başına ulusal gelirin artırılmasıyla birlikte ekonomik ve sosyo kültürel yapısınında değiştirilmesi anlamına gelmektedir
Yani kalkınma bir ülkenin yapısal niteliklerinin olumlu yönde değişimidir.
Felsefenin yaşamın her alanın içinde olduğunu düşünmenin ana kaynağı olduğunu düşündüğümüzde, felsefesiz bir düşünmenin ve düşünme olmadan kalkınmanın olamayacağını da anlamaktayız.Bu anlamıyla ülkemizde, maalesef her dönemden daha çok felsefeye ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.
Çünkü ülkemizde felsefe gereksiz ve tehlikeli göründüğünden geniş kitlelere ulaşmamıştır
Diğer taraftan tam bir düşünce özgürlüğü olmadan felsefede yapamazsınız.Felsefenin bütün bilimlerin anası yani çıkış noktası olduğu kabul edildiğinde, gerek toplumsal kalkınma gerek düşünme eğitimi adına felsefenin önemi çok daha iyi anlaşılmaktadır Düşünen ve sorgulayan bireylerden oluşan toplumlar daha ileriye gideceği gibi, felsefenin bilinmediği toplumlarda, dogma ve tabuların doğal bir sonucu olarak da çatışmalar kaçınılmaz olacaktır.Felsefe yaşamın ta kendisidir. Felsefe bireye düşünmeyi sorgulamayı öğretir. Sorgulamayı düşünmeyi öğrenen birey ,önce kendisini, sonra çevresini, sonunda da bulunduğu toplumu değiştirir. Toplumsal felsefeyi öğrenen bireylere sürü psikolojisini telkin edemezsiniz.
İşte bu noktadan hareketle ANSİAD olarak Cumhuriyetimizin 100.Yılında Türkiye Felsefe Kurumu işbirliğinde Cumhuriyetin 100. Yılında Felsefe Kongresini düzenlemiş olmaktan büyük onur duymaktayız" diye konuştu.

“Konuşuyorsak sözcükleri iyi anlamak, düşünüyorsak kavramları iyi bilmek, yaşıyorsak duyguları iyi tanımak, yönetiyorsak imkanlarımızı halkça ve adil biçimde paylaşmak zorundayız” diyen Başkan Böcek, kenti yönetirken teorisyen olarak felsefecilerin görüşlerini çok önemsediğini ifade etti. Başkan Böcek, kongreye katılan bilim insanı ve akademisyenlerin eski çağların sorunları kadar, çağımızın ve ülkemizin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini paylaşmalarından büyük memnuniyet duyacağını da ifade etti.

Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye’de Felsefe Kongresi’nde Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi kongre hakkında bilgi verdi “Kongreyi düzenlememizin ana amacı, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ülkemizde felsefe alanında yapılan belli başlı çalışmaların panoramasını çizmek, 100’üncü yılda Türkiye Cumhuriyeti’ne bir armağan olarak sunarak gelecek çağlara bırakmaktır.” dedi.

Beş gün süren ve Türkiye’nin pek çok üniversitesindeki Felsefe Bölümü öğretim üyelerinin katılımıyla gerçekleşen kongrede, felsefenin varlık, bilgi, insan, etik, siyaset felsefesi gibi sistematik disiplinlerine ilişkin oturumlar ve konuşmalar gerçekleştirildi.Türk felsefesinin 100 yılda kat ettiği yol üzerine konuşmalar ve tartışmalar yapıldı.Diğer taraftan Türkiye’de faaliyet gösteren Kant, Heidegger, Spinoza gibi Felsefe Topluluklarının yanı sıra, davete cevap veren 20 üniversitenin felsefe bölümleri tarafından Yuvarlak Masa Toplantıları düzenlendi.