BAŞKAN BAHAR: “SORUN ASGARİ ÜCRET DEĞİL YAYGIN OLMASI”
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, “Türkiye’ye kalbimize maalesef şehit ateşi düştü. Pençe - Kilit Harekâtında üst bölgeye sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen askerlerimize, Allah’tan rahmet, ailelerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Terörist katilleri lanetliyorum. Terörle mücadelenin siyaset üstü bir beraberlikle başarıya ulaşacağına, yürekten inanıyorum” diye konuştu.
ATSO Aralık Ayı Meclis Toplantısında, ATSO’nun 2024 yılı bütçesi de görüşüldü. 354 milyon 501 bin lira olarak belirlenen bütçe oy birliği ile kabul edildi. Bütçenin oluşturulmasında emeği geçen isimlere teşekkür eden Başkan Bahar, “2024 bütçemiz hepimize hayırlı olsun. Oy birliğiyle geçmesinden dolayı yönetim olarak bunun keyfiyetini yaşıyoruz, bu bize güveninizin bir göstergesi” dedi.
Asgari ücret konusunun 3 başlıkta analiz edilmesi gerektiğini kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Asgari ücret tespiti Türkiye için sadece bugün değil, her zaman önemli bir süreç. Ancak son yıllarda, tırmanan enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle daha kritik bir öneme sahip. Çok değil, bundan tam iki yıl önce 1 Ocak 2022’de net asgari ücret 2 bin 825 liradan 5 bin 500 liraya yükseltilmişti. Bugün 15-16 bin liraları konuşuyoruz. İkincisi, asgari ücretin yaygınlığı, yani asgari ücret ya da buna yakın ücret alanların sayısı çok yüksek. Türkiye’de kamu ve özel sektörde 32 milyona yakına yakın çalışan var. Bunların yarıya yakın bir kısmı ya asgari ücret, ya da bir miktar üstünde kazanıyor. Yani asgari dediğimiz ücret aslında ülkenin yarısının aldığı ücret. Bence ülkemizde asgari ücret konusundaki en büyük sorun, ücretin ne olacağından ziyade, asgari ücretin yaygınlığında ki fotoğraftır. Üçüncüsü ise asgari ücretli olmayanların da, bundan çok daha yüksek ücretler almamasıdır.”
Ülke olarak asgari ücretin ne olacağından çok iyileşmeye yönelik adımların atılması gerektiğini dile getiren Başkan Bahar, “Biliyorsunuz ekonomimizdeki en büyük sorun, enflasyon ve ekonomi yönetimimiz bu soruna odaklanmış durumda. Gerek faiz artışları, gerek makro ihtiyati araçlar ile enflasyonda son birkaç ayda olumlu işaretler alıyoruz. Bunun devamı hepimizin birinci önceliği olmalı. Ne zaman enflasyonla mücadelede başarılı olursak, o zaman gerçek büyümeden ve kalkınmadan bahsedebiliriz. Yeni asgari ücret ile Ocak ayında hemen her tür mal ve hizmette fiyat artışları yaşanacak” diye konuştu.
Asgari ücret artışı konusunda enflasyonu besleyen üç ana damarları oluşturan ücret artışı, kur artışı ve reel talep artışından son iki damarın kısmen kontrol altına alınmış durumda olduğunu vurgulayan Bahar, “Bu nedenle önümüzdeki aylarda sadece ücretler kanalından enflasyona güçlü etki gelecek. Bu yıl bir ara zam olmayacağı daha önce açıklandı. Bu nedenle 2024’ün Temmuz ayından itibaren enflasyonda hızlı bir gerileme göreceğiz. Bu açıdan biz asgari ücrette yılda bir kez artış yapılmasını destekliyoruz. Tabi işin bir de küresel rekabet boyutu var. Şimdi asgari ücrete yüzde 40 zam gelirse, işverene maliyet dolar bazında 800 dolara yaklaşmış olacak ki; bu şimdiye dek şahsen benim gördüğüm en yüksek dolar bazlı maliyet olacak. Tekstil, hazır giyim, mobilya gibi sektörlerimizin dış ticareti, hem ihracat hem ithalat boyutunda bundan olumsuz etkilenecek. Asgari ücret düzeyi maalesef bu sektörlerde kayıt dışılığı da artırabilir” diye konuştu.
Antalya’daki araç sayısının Türkiye ortalamasından çok daha hızlı bir biçimde arttığın kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “OSİAD ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda, her geçen gün yoğunlaşan trafik nedeniyle, Antalya OSB’deki kadın istihdamında ciddi düşüşler yaşandığı, gerek mesai başlangıcı ve gerekse bitiminde yaşanan verim kaybı, insani yaşam koşullarının trafik nedeniyle ortadan kalkması, konuşulan en önemli, çarpıcı ve dikkat çekici konuların başındaydı. Antalya’daki araç sayısı Türkiye ortalamasından çok daha hızlı bir biçimde artıyor. 2005’te 500 bin olan Antalya’daki araç sayısı, 2017’de 1 milyonu aştı. Bugün ise Antalya’ya kayıtlı 1,4 milyon araç var” dedi.
Türkiye’deki her 20 araçtan birinin Antalya’da olduğunu belirten Başkan Bahar, “Yollarımızı ve otoparklarımızı dikkate aldığımızda bu çok yüksek bir oran. İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra Türkiye’deki en fazla araç kentimizde. Türkiye genelinde 1000 kişi başına 332 araç düşerken, bu oran Antalya’da 532. Nüfusa oranladığımızda Muğla ve Burdur’dan sonra araç yoğunluğunun en yüksek olduğu il yine biziz. Antalya doğal nüfus artışının yanında her yıl yurtiçinden ve dışından 30-40 bin kişilik göç alıyor” diye konuştu. Artan turist sayısı nedeniyle araç talebinin yükseldiğine dikkati çeken Bahar, “Ancak bu güzel şehrin yaşanabilirliğini korumak için, hava kirliliğini engellemek için, trafik sorununun çözülmesi gerekiyor. Önümüzdeki belediye seçimleri tamamlandıktan sonra, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden en büyük beklentimizin bu olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 5,9 büyümesine işaret eden Başkan Ali Bahar, “Böylece büyüme hızımız son beş çeyreğin en yüksek düzeyine ulaştı. Sektörel olarak baktığımızda tarım sektörünün binde 3, sanayi sektörünün yüzde 5.7, inşaat sektörünün yüzde 8,1, hizmetler sektörünün yüzde 4.3 büyüdüğünü görüyoruz. Tarım haricindeki büyüme oranları gayet memnuniyet verici. Sanayi sektörünün dört çeyrek daralmadan sonra, yeniden büyümeye geçmesi olumlu bir göstergedir” dedi. Hizmetler sektörünün son 11 çeyreğin en yavaş büyümesini gerçekleştirmesine işaret eden Bahar, “Üretime dayalı büyüme ideali açısından başka bir olumlu işaret. 3 yıl aradan sonra ilk kez sanayi sektörü hizmetlerden daha yüksek bir büyüme hızı performansı gösterdi. Dikkat ederseniz, geçmişte de işaret ettiğimiz sanayi odaklı büyüme, sağlıklı büyümenin göstergesidir” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın politika faizine değinen Başkan Bahar, “Hepimizin beklediği gibi yüzde 42,5’e yükseltti ve faiz artışlarında sona yaklaştığımızı açık açık ifade etti. Büyük olasılıkla önümüzdeki ay yüzde 45 ile artırım süreci tamamlanmış olacak. Bundan sonra faiz dışı enstrümanlar ile para politikasındaki sıkılaşmanın devam etmesini bekliyoruz. Merkez Bankasına yönelik takip ettiğimiz göstergelerden biri de döviz rezervleri. Brüt rezervlerimizde gözle görülür bir artış var, bu ekonomi politikalarına güven işaretidir. Ancak swaplar hariç, net döviz rezervlerimizde bu iyileşmeyi tam olarak göremiyoruz. Piyasada, Merkez Bankasının, ticari bankalara TL verirken döviz karşılığı swap işlemi yaptığı ve brüt rezervlerin bu yolla artırıldığına dair emareler var” dedi.
TBMM’de görüşülen ‘Torba Kanun’a dikkati çeken Bahar, gerçekleşecek düzenleme ile firmalara hem kendileri tarafından tevkif edilen hem de kendilerinden tevkif edilen KDV'den dolayı bir sorumluluk getirildiğine dikkat çekti. Bahar, “Ancak burada vadeli satışların göz ardı edilmesi gibi bir durum söz konusu. Eğer endişelerimiz doğruysa, vadeli satışlarda KDV tutarının tevkif edilen kısmının, 90 gün beklenmeden tahsil edilmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Firmalar büyük bir finans yükü altına girdikleri gibi, hem kendileri tarafından tevkif edilen KDV’den, hem de kendilerinden tevkif edilen KDV’den sorumlu oluyor. Bu hatadan bir an önce dönülmesini bekliyoruz. Maalesef burada büyük bir hakkaniyetsizlik oluşacak. Finansın bu kadar pahalı ve zor bulunduğu bir konumda, böyle bir yük taşınması çok zor bir yüktür” diye konuştu.
ATSO olarak gündeme getirdikleri pek çok sorunun çözüme kavuştuğuna işaret eden başkan Ali Bahar, “Son olarak anonim şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu ile ilgili asgari sermayenin artırılmasına ilişkin talebimiz karşılık buldu. 250 bin TL üstü asgari sermayesi olan şirketlere getirilen avukat bulundurma zorunluluğu, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren 1 milyon 250 bin TL ve üzeri olarak düzenlendi. Geçen hafta BDDK’dan da yeni bir revizyon geldi. Bankalarca verilecek nakdi ve gayri nakdi krediler için müşterilerden alınan hesap durum belgesinde sınır, 2 milyon liradan 5 milyon liraya çıkarıldı. Yani şirketlerimiz hesap durum belgesini bundan sonra 5 milyon liranın üzerindeki krediler için bankalara sunacak. Bu da önemle dile getirdiğimiz bir konuydu” ifadelerini kullandı.
Antalya’nın son iki yılda Türkiye’nin en hızlı büyüyen ili olarak yüksek göç aldığını belirten Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Yani ekmek büyüyor ama ekmeği paylaşanların sayısı da bir o kadar artıyor. Bu bir süre sonra sıradanlaşmayı, tabiri caizse vasatlığı beraberinde getirebilir, işte buna önlemler almalı, yetmez kalıcı, uzun vadeli, vizyoner projeler, geliştirmeliyiz. Bakın bir tane Antalya var ve hepimiz bu topraktan besleniyoruz. ATSO üyeleri olarak, her birimiz farklı bakış açılarına sahip olabiliriz, ancak tüm bu görüşler, iş dünyamızın gelişimine katkıda bulunma amacını taşımaktadır. Zaman asgari müşterekte ayrışma değil, azami müşterekte buluşma zamanıdır. Bütün sihir de işte bu niyette, bu cümlededir.”
ATSO Başkanı Ali Bahar, “Arkadaşlar ülke olarak kötü başladığımız yılı, başladığımızdan daha iyi bir noktada tamamlıyoruz. Antalya olarak, pek çok açıdan diğer illerimizden daha iyi bir dönem geçirdik. Öncü veriler ekonomimizde normalleşme sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Gelecek yıl bugünlerde enflasyonda zoru geçmiş olacağız. Turizm açısından inşallah yine güzel bir yıl olacak. İhracat için 2023’ten daha iyi bir dönem bizi bekliyor. Bu iyileşmeleri 2024’ün ikinci yarısında görmeye başlayacağız. 2024’ün ülkemize, milletimize, Antalya’ya, hemşerilerimize, üyelerimize, siz değerli Meclisimize ve ailelerimize hayırlar getirmesini, bereket getirmesini can-ı gönülden diliyorum” ifadelerini kullandı.