ATB AĞUSTOS MECLİSİ TOPLANDI
Çandır konuşmasının başında
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101. yıl dönümünü kutladı. "Başta önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere işgalcileri yenilgiye uğratan, vatan için canlarını hiçe sayan kahramanlarımızı minnetle ve rahmetle anıyoruz. İş dünyası olarak, Ata’mızın işaret ettiği yoldan sapmadan, kararlılıkla
ilerlemeye ve katkı sağlamaya devam edeceğiz" dedi.
Çandır;
"Seçim sonrası değişen ekonomi yönetimi, politikalarımızı akılcı bir temele oturtmak gerektiğini belirtmişti. Bu ay içerisinde, bu değişimin faiz ve kredi boyutunda, önemli adımlar atıldı. Böylece resmi enflasyonun yarısı kadar bir politika faizi uygulamaya girdi. Kredilerde de öncelikli alanlar belirlendi. Bu
doğrultuda tüketici kredilerinden ziyade ticari krediler desteklendi. Fakat şunu da vurgulamak gerekir ki bankalar ticari kredilerde aşırı iştahsız davranmaya devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
Açıklanan son verilere göre, tüketici kredilerin yıllık ortalama %125 oranında, ticari kredilerinin ise sadece %67 arttığını söyleyen Çandır "Yani ticari krediler, ancak resmi enflasyon seviyesine yakın artabilmiştir. Tarım sektöründe ise Antalya'da yıllık kredi büyümesi %81 iken, Türkiye genelinde %108 olmuştur. Bu durum, Antalya tarımının diğer bölgelere göre daha fazla finansman sıkıntısı yaşadığının göstergesidir. Öz sermayesi zaten zayıf olan sektörümüz, bu durumdan ayrıca olumsuz etkilenmektedir" dedi.
Ziraat Bankası tarafından kullandırılan devlet destekli tarımsal kredilerin, sektör için büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Çandır; "Üyelerimiz ve sektör paydaşları, Ziraat Bankası tarımsal kredi limitlerinin piyasa koşullarına uygun şekilde yükseltmesini talep etmektedir. Diğer sektörlerde kredi limitleri sürekli güncellenirken zirai kredilerin bu alanda geri kalması, tarımı olumsuz etkilemektedir. Mevcut limitlerin en az iki katına yükseltilmesi, sektörümüzün gerçek ihtiyaçlarını karşılamasına katkı sağlayacaktır" diye konuştu.
Çandır;
"Antalya'da çekle yapılan işlemlerin hacmi, uzun zamandır Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmekteydi. Ancak Temmuz ayında, resmi enflasyonun ve önceki eğilimin çok üzerinde bir büyüme yaşadık. Antalya'da Temmuz ayında yıllık %248'lik bir artış yaşanırken, Türkiye genelinde bu oran
%188'de kaldı. Bu durum, parasal sıkılaştırmanın Antalya iş dünyasına daha fazla yansıdığını ve nakit akışının ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir" dedi. Krediye erişemeyen iş insanlarının çeke yüklendiğini, karşılıksız çek tutarlarında beklenmedik bir artış yaşandığını söyledi.
Çandır;
Normalde kentimizde kurulan şirketlerin sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde, kapanan şirketlerin sayısı ise Türkiye ortalamasının gerisinde kalırdı. Ancak Temmuz ayında yıllık olarak kurulan şirketlerin sayısında kentimizde %-5 düşüş yaşanırken, Türkiye genelinde %12 artış olmuştur. Kapanan şirketlerin sayısında ise kentimizde %94 oranında büyük bir sıçrama olurken Türkiye genelinde %30 oranında daha
ılımlı bir artış meydana gelmiştir" dedi.
Antalya ekonomisinin, Türkiye'nin en dinamik ve belirli sektörlerde uzmanlaşmış ekonomilerinden biri olduğuna vurgu yapan Çandır; Tarım, turizm, sanayi ve ticaret alanlarında önemli bir üretim kapasitesine ve istihdam potansiyeline sahiptir. Kentimiz, aynı zamanda eğitim, kültür, teknoloji ve bilim gibi alanlarda da öncü bir role sahiptir. Antalya bu özellikleriyle, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabete açık bir konumdadır. Bu zenginlik ve uzmanlık içeren ekonomik yapımız, bizlere önemli avantajlar sağlamaktadır. Ancak bu potansiyelimizi harekete geçirmek için birlikte hareket etmeli ve ortak hedeflerimize tüm paydaşlarla birlikte odaklanmalıyız" ifadelerini kullandı.
Uzun süredir sektör olarak zor zamanlar geçiriyoruz diyen Çandır; Bir taraftan maliyet baskısı ve finansmana erişim imkânsızlıkları belimizi bükerken diğer taraftan iklimsel ve doğal afetlere karşı en dirençsiz kesim olmamız hepimizi zorlamaktadır. Nitekim her ay kamuoyu ile paylaştığımız tarımsal enflasyon değerlendirmemizde girdi maliyetlerinin yarattığı olumsuz etkileri görüyoruz. Tarımsal faaliyetlerdeki önemli bir maliyet kalemi, girdi teminindeki vade farkıdır. Genellikle hasat sonu vadeyle temin edilen girdiler üzerinde en az %40 finansman maliyeti oluşmaktadır. Bu maliyet yükünü
azaltmak amacıyla uzun bir süredir, tarımsal girdi portalı projesini dile getirmekteyim. Bu projenin finansman merkezini Ziraat Bankası, fiziki dağıtım merkezini de Tarım Bakanlığı oluşturursa maliyetlerimizde en az %30 tasarruf sağlayabiliriz. Böylece tarımsal destekleme politikasına destek verici bir uygulama alanı da yaratmış oluruz" dedi.
Çandır; Sektörün sorunları arasında; üretim alanlarının daralması, çiftçi sayısının azalması ve yaşlanması, istikrarsız gelir nedeniyle üretimden uzaklaşma gibi olumsuzlukların söz konusu olduğunu söyledi.Bu olumsuzlukların hafifletilmesi için ilave gelir kaynağı yaratılması gerektiğini, Üreticilerin güneş enerjisi ile elektrik üretme çabasına sistemli, sürdürülebilir ve toplam faydası yüksek olan bir çözüm üretmenin bu gerekliliğe fayda sağlayacağını ifade etti.
Türkiye Ekonomi Şurasının bu ay, TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahiplinde gerçekleştiğini söyleyen Çandır; "Şura’nın açılış konuşmasında Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu özellikle krediye erişim zorluklarını ve yüksek maliyet artışlarını dile getirmiştir. Diğer taraftan finansmana erişimin kolaylaştırılmasını talep etmiştir. İş dünyamızın sesi olduğu için Başkanımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz, Şura’da dile getirilen sorunların çözümü için önümüzdeki ay açıklanacak orta vadeli programda adımlar atılmasını umuyoruz" dedi.
Çandır konuşmasının sonunda,
"15 yıl önce büyük bir şevkle başladıkları Yöresel Ürünler Projesinin, bu yıl 12.Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’in 2-5 Kasım tarihleri arasında ANFAŞ Fuar Merkezi’nde gerçekleşeceğini söyledi.